23 Ekim 2010 Cumartesi

hediyeler.. hediyeler.. hediyeler..

 bu hafta hediyelerle epey bir içli dışlı olduğumdan biraz bu büyük zevkimden bahsetmek istedim..  dostlukları pekiştiren, yeni dostlukların köprülerini atan yaşanası bir güzellik hediyeleşmek.. alması ayrı bir sevinç, vermesi ise apayrı bir heyecan benim için.. haftanın ilk günü doğum günüm vesilesiyle ben hediyelendim.. sağolsunlar beni düşünenler :) çarşamba günü de ablamın doğum günü olduğundan ben ona hediye aldım ve birbirinden güzel hediyelerini açarken yanında oldum..

hediye aldığında çok mutlu olmak klasik bir şey olsa gerek, farklı bir şey hisseden bir kişinin var olduğunu zannetmiyorum :) birilerine birşeyler hediye etmeyi de herkes sever genelde.. ama onun bir önceki adımı var ki, onu işkence olarak algılayan çok insan var: hediyeyi seçip beğenmek..  işte bu bir çok insana eziyetli gelen, ve hediye almak yerine para vermeye yönlendiren hediyeyi beğenme kısmı, benim için apayrı bir zevk.. alış veriş yapmayı zaten  çok seviyorum.. hele bir de o alış verişi bir başkasını mutlu etmek için yapınca daha  da motive oluyorum:)) ürünlerin birini alıp diğerini bırakmak.. 'acaba hangisini daha çok beğenir?' diye kararsız kalmak.. düşünmek taşınmak.. sahibini kullanırken hayal etmek.. yanımda biri varsa fikrini almak.. ve nihayet karar vermek.. bazen de görür görmez 'işte bu' deyip almak.. 

tabii bir de sonra hediyeyi güzelce paketleme kısmı var ki o hepten keyif verici bir olay.. burda itiraf etmeliyim ki paketleme konusunda nişanlımdan çok şey öğrendim, gerçi o hala kendisi dururken bana pek paketlettirmiyor ama ben onsuz paketlediğim zamanlarda kendimi epey ilerlettim :)

bu aşamadan sonrası da artık hediye sahibinin yüzündeki sevinçli hali izlemek ve onun mutluluğu ile mutlu olmak oluyor :)) 

hem hediyenin özel bir günü de yoktur benim için.. tamamen sıradan günlerde hediye  vermeyi de çok severim.. aklıma gelmişken bununla ilgili hiç unutmak istemediğim iki anımı da yazayım buraya.. 

birincisi çok eskilerden.. üniversiteye hazırlık için dersaneye gittiğim yıllarda bir arkadaşımla kitapçıya girmiştik.. bana kendisine kitap almak istediğini söyleyip, ne önerdiğimi sormuştu.. ben de -okumadığım halde- şeker portakalı hakkında çok olumlu şeyler duyduğumu, onu alabileceğini söylemiştim.. o da tavsiyeme uymuş ve o kitabı almıştı.. sonra ben kitapçıdan çıkmış ilerliyordum ki baktım yanımda yok.. olduğum yerde biraz beklemiştim sonra ne göreyim o elinde bir hediye paketiyle çıkıp gelmiş.. gülümseyerek bana uzatmıştı.. o kadar afallamıştım ki.. 'nerden çıktı bu?' demişim şaşkın şaşkın.. o da asla unutamayacağım içten bir tebessümle bakıp 'içimden geldi' demişti..hayatımdaki en özel anlardan biriydi gerçekten ve  tevafuk hediye ettiği kitap da benim en sevdiğim kitap oldu..

ikincisi de yakın geçmişten.. günlerden sıradan bir gün yine.. bu sefer hediyeyi alan benim, aldığım kişi de nişanlım :) internetten kendisi için bir parfüm ısmarlamıştım.. parfümün geldiği gün evde hediye kağıdı filan yoktu.. ben de çarşıdan alır bir yerde paketler veririm diye yanıma öylece aldım.. girdiğim bir mağazadan hediye paketi ve kurdela için kağıttan ip aldım.. mağazanın hediye paketleme kısmında paketleyip nişanlımın yanına gittim.. yanına gidiyorum ama hediye kağıdı rulolarını bilirsiniz, gizlemek pek mümkün olmuyor.. direk gözüne çarpacak ve 'bu ne?' diyecek.. neyse dedim atlatırım bir şekilde.. yanına gidince tahmin ettiğim gibi  direk ruloyu gösterip 'bunu niye aldın?' dedi.. ben de birden, hiç daha önce düşünmediğim halde pişkin pişkin 'hiç' dedim 'bana hediye alırsan bununla paketle diye aldım' .. bakışlarının ne kadar görülmeye değer olduğunu söylememe gerek yok sanırım :)) ciddi miyim değil miyim anlamaya çalışıyor, ne desin bilemiyor.. şimdi hediye siparişi miydi bu diye düşünüyor.. :) peşine de ben 'a, bi de kurdelası için şunu almıştım' deyip kağıt kurdela ipini de çıkardım..  hiç istifimi bozmuyorum, hiç çaktırmıyorum ya çaresiz inanmıştı.. 'iyi' dedi 'güzelmiş.. siyah ve yeşil severim zaten'.. ben de 'a iyi denk gelmiş o zaman' filan diyorum, konuyu uzatıyorum.. biraz sonra da  'ay az daha unutyordum bak ben bir de senin için örnek bir hediye paketi hazırlamıştım' deyip de hediyesini çıkarınca, yüzündeki ifade görülmeye değerdi doğrusu.. fena halde şaşkın ve mutlu.. 'sen var ya' diyor.. sonra gülüyoruz ikimiz de.. o mutlu ben ondan da mutlu :)) 

sonra hediyeleşmek illa ki maddi bir şeyle de olmak zorunda değil.. bir insanın seni düşünerek bir şey için emek harcamasıdır aslolan.. tıpkı bu doğum günümde benim en kadim dostumun, canım kübra'mın türkiye'den bana mail yoluyla bir hediye göndermesi gibi.. lise zamanımızdan çok özel bir yazıyı, arayıp tarayıp bulmuş ve bana yazmış.. yıllar öncesinin kelimelerini okumak.. anıların canlanması.. yüreğime dokunan bir armağandı hakikaten..


 şimdi baktım da ne kadar çok yazmışım :o pat diye olacak ama uzatmadan burda bitirmek en iyisi sanırım.. sonuna kadar okuyan olursa helal olsun :)


muhabbet ile efendim :)

5 yorum:

  1. Gercekten dogru hediyelesmek illa maddi biseyle olmaz. Benim icin hediyenin ozunde , beni dusunerek yapilmis bisey olmasi onemli. Bu bi mail olur, kart olur, bi gulumseme bile yeter bazen.

    YanıtlaSil
  2. evet bayram kombesi.. niyet ve caba mutlu etmeye yetiyor gercekten.. bu uzuuuun yaziyi okudugun icin de ayrica tesekkür ederim ;)

    YanıtlaSil
  3. hediye vermeyi ve almayi cidden bende cok severim,ama alirken ozenle secmeye calisirim,gecistirme hediyelerden hiicc hoslasmam..paketinin guzelligine,aldigim kisinin mizaciyla uygun dusmesine cabalarim..
    sanal alemin en guzel hediyeside sanirim yorum birakmak,buda benden size hediye:) paket yapamadim ama:)

    YanıtlaSil
  4. Geçmiş doğum günün kutlu olsun o zaman:))
    Ha bir de sonuna kadar okudum:))
    Sevgilerr

    YanıtlaSil
  5. her bebek bir melek; hediyen icin tesekkür ederim canim :) paketi de olmayiversin ;)

    ezgilimelodi; cok sagol ezgicim, hem tebrikin, hem de sonuna kadar okuman icin :))

    YanıtlaSil