31 Aralık 2010 Cuma

aklimdakilerin ikinci kismi ve 2010'un son kaydi :)

fazla vaktim olmadigindan aklimdakileri kisa kisa not düsüp kacacagim buralardan :)

* gectigimiz pazar günü benim icin cok hos iki sürpriz barindiriyordu.. birincisi evin kapisindan ciktigimda beni karsilayan ceylan.. -evet büyük harf kücük harf yazilimina dikkat etmiyorum ama burdaki ceylan hakkaten kücük yaziliyor ;) - kac kisiye nasip olur ki sehir icinde evinin kösesinde sevimli mi sevimli bir ceylan görmek.. cok sevindim gördügüme ama sevincim cok sürmedi, bir türlü kalkmayan kar yüzünde acliktan arandigini ögrendigimde.. pesinden attigim ekmeklere gelmis midir bilmiyorum ama, bana unutulmaz bir hatira birakip gitti yavrucak..

* ikinci sürpriz ise beni, ablamin calistigi avukatlik ofisine temizlik icin gittigimde bekliyordu.. ( her haftasonu 2-3 saatligine gidiyorum, fazla yormuyor, keseme katkisi büyük oluyor ;))  iceri girdigimde yerde bir hediye paketi ve zarf vardi.. kendim icin oldugunu sanmiyordum ama yaklastigimda zarfta ismimi görünce gercekten cok sasirdim ve bir o kadar sevindim.. paketten hediyenin bir kitap oldugunu hemen anladim.. calisanlarina her daim parfümeri ve kozmetik hediyeleri alan avukat hanimin benim icin özellikle kitapciya gidip hediye secmesi de ayri bir incelik dogrusu.. süphesiz bunda kitaplar üzerine yaptigimiz sohbetlerin etkisi büyüktü.. hos ben de cogu bayan gibi, parfüm ve kozmetik hediyelerine de sevinirdim ama kitap hediyesi hakikaten kendimi ayricalikli hissetmeme sebep oldu ;) kitabinsa bana bambaska bir dünyanin kapilarini aralayacak olmasi beni ayri bir heyecanlandiriyor..  Ipek Calislar'dan Latife Hanim'in biyografisi, alman dilinde..



* gecenlerde 6 yasini dolduran yegenimle telefonda aramizda gecen diyalog:
- canimmm benim dogum günün kutlu olsun teyzem benim :))
- teyze ya, sen de mi biliyosun, herkes de biliyor gicik oldum yaa (bakmayin böyle dedigine zevkten dört köse nasil simaracagini sasirmis vaziyette)
- aaa demek memnun degilsin dogum gününün kutlanmasindan, ben de geri aliyorum o zaman, kutlamiyorum dogum gününü filan..
- olur mu teyzeee.. söz agizdan bir kez cikar !!!

söz agizdan bir kez cikarmis.. bunu bana söyleyen daha alti yasindaki yegenim.. Allah'im bu kiz bizi öldürecek.. nasil kapar, nasil da dogru yerlerde kullanir bu laflari.. berramizin diyaloglari basli basina bir blog konusu dogrusu.. yaz yaz bitmez :) bu kadar bahsetmisken  fotografini da ekleyip bu konusma yetenegini hayirli yönlerde kullanmasini diliyorum :)


* sevgili nisanlimi dönemsine ise artik 1 haftadan az kaldi.. bir yandan cok özlüyorum.. bir yandan da cok özlenmenin keyfini cikariyorum.. hangisi daha agir basiyor derseniz, hasret kimselere kalmasin derim..

herkes icin hayirli, saglikli, huzurlu, mutlu ve sevgi dolu bir yil diler, 10'unda teslim edecegim ödev icin dua ister, o vakte kadar buralarda olmayacagimi belirtir huzurdan ayrilirim efendim.. 

kalin saglicakla :) 



30 Aralık 2010 Perşembe

tanitim.. etkinlik sonucu..

sevgili okur, aklimdakilerin hepsini üsenmeden yaziya dökebilirsem  eger epeyce uzun bir post cikacak ortaya.. simdiden uyarmis olayim :) öncelikle ne zamandir burdan paylasmam gereken bir tanitim vardi benim erteledigim, onu aradan cikarmakla ise baslayim..


efendim, mutlaka taniyanlar var ama tanimayan arkadaslarima yukaridaki fotografa tikladiginizda ulasacaginiz sayfadan bahsetmek istiyorum.. hatirlarsaniz sayfamdan daha önce surada bir etkinlik tanitimi yapmistim.. "Haydi Bir Dost da Sen Hediye Et" isimli kitap cekilisiydi.. iste bu cekilisi düzenleyen Lam-i Tarif kardesimiz yukaridaki okur yorumlari blog'unun da fikir babasi ve kurucusu.. kendisi sagolsun beni de yorumlarimi orada paylasmam icin davet etti, ben de kabul ettim.. cok degerli arkadaslardan cok güzide yorumlar bulabileceginiz bu sayfayi sizlere israrla tavsiye ediyorum :)

hediye cekilisi demisken onun da gidisatindan bahsedeyim.. benim kitap hediye edecegim arkadasim, Sevgi Sevdalisi blogunun sahibi Sevgili Gülara Melek'ti.. kendisiyle yaptigimiz yazisma sonucu benim kendisine hediyem Nazan Bekiroglu'ndan 'Yusuf ile Züleyha' ydi.. bu yazar ve bu kitap benim icin cok özel oldugundan, ne kadar sevincli ve coskulu bir sekilde bu hediyeyi temin edip hazirladigimi tarif edemem :) ben bir de sürpriz olmasi icin cok hos bir mektup seti  ve ayrac da ekledim pakete.. bir de kart yazip postaladim hazirladigim paketi, buralardan taaa Bursa'lara.. hediyelerin benden cikmadan önceki fotograflari asagida, ulastiktan sonrakiler ise sevgili Gülara Melek'in sayfasinda burada ..


cok sükür biraz gecikmeli de olsa benim hediyelerim sahibine ulasti.. bana gelecek olan kitap hediyesi ise hala yollarda :(  ™ vєssєℓαм blogunun sahibi sevgili Melek almanya'ya paket gönderemeyecegini söyleyince alternatif bulmaya giristik.. gectigimiz hafta ablamlar bir arkadasina -mukaddes abla- 1 haftaligina istanbul'a tatile gideceklerdi.. ablamlarin gelirken getirmesi icin mukaddes ablanin adresini verdim vesselam kardesime.. kitabimin yilan hikayesine dönen yolculugu burda basladi iste ve halen sona ermedi.. önce mukaddes abla önemli bir sebepten dolayi ankara'ya gitmek zorunda kaldi.. kitabim 1 hafta kargo sirketinde bekledi.. geri göndermek icin irtibata gecmisler hatta, ama mutlaka alinacagini söyleyince beklettiler.. döndükten sonra mukaddes abla kitabi aldi kargo sirketinden bana da haber verdi.. hersey yoluna girdi derken ablamlar hava muhalefetinden dolayi ucamasinlar mi ? havaalani'na  gitmisken, hatta ucaga binmis ve 4 saat oturmus, dahasi yemek yiyip bir güzel uyumusken ucaktan tipis tipis inmek zorunda kaldilar :) bir dahaki ucagi beklediler ama o da kalklmayinca geri dönüp tatillerini iptal ettiler.. onlari 'yediginiz icitiginiz sizin olsun, gezip gördükleriniz anlatin' esprileriyle karsiladigimizi da eklemeden gecmeyim :)

 neyse dönelim kitabimin yolculuguna.. ablamlarin gidememesi üzerine mukaddes abla tekrar benimle irtibata gecti ve.. ben de kendisine nisanlimin su an türkiye'de oldugunu ona gönderip gönderemeyecegini sordum.. o da sagolsun kabul etti ve hemen gönderdi.. yani kitabim su anda insaallah! sondan bir önceki durakta ankara'da.. aslinda paketin sürpriz olmasini ve heyecanla acmayi cok istememe ragmen bütün bu aksilikler heyecanimi o kadar bitirdi ki, nisanlima paketi actirdim ve neler oldugunu ögrendim bile :) sagolsun sevgili Melek bir degil, üc kitap göndermis.. Elif safak'tan iki kitap, bir de 'Iz Birakanlar' isimli bir kitap.. gelince insaallah fotograflayip, sayfama ekleyecegim..

aklimdakilerin hepsi bu kadar degil, ama bu gecelik bu kadar yeter :)  kalanlar da insaallah en kisa zamanda.. hepinize kucak dolusu sevgilerimi gönderiyorum..



25 Aralık 2010 Cumartesi

24 Aralık 2010 Cuma

kendini çok akıllı zannedip herbişeye karışan insanlar, sizden hiç hazetmiyorum..

azıcık haddinizi bilin ya.. neymiş efendim, 'bu kadar ağır şeyleri neden arabayla almıyormuşum?' bunu bana diyen kim? hiç tanımadığım, sokakta arkamadan yürüyen ve kendini çok akıllı sandığı için her an etrafa öğüt vermeye can atan, belki de kendini bununla tatmin eden dengesizin biri.. elimde alışveriş poşetleriyle arkamı döndüm, tanıdığım birini göreceğimi zannediyorum.. baktım kadını hiç tanımıyorum.. 'arabamız yokta ondan' dedim.. daha sinirlenmedim ama.. hatta  'arada ablamlardan, abimlerden alıyoruz ama her zaman olmuyor tabii' dedim.. bunun üzerine beni  çok nasihate muhtaç görmüş olacak ki, bıdı bıdı bana kendi alışveriş stratejisini anlatmaya başladı.. yok arabayla alıyorlarmış normalde ağır şeyleri, arabayla gidemeyecekse yakında ki marketten alıyormuş da falan da filan da.. neyse dedim dinledim.. yorum yapmadım..ilgilenmedim.. ama bir kez kendimden cümle kurdum ya, kadın yüz bulmuş olacak bu sefer de gözüne takılan diğer yanlışları(!) düzeltmeye çalışıyor.. 'bi de bu havada ince çorap giyme, o da gözümden kaçmadı'  pardon? sen kimsin ya.. o anda arkamı dönüp 'kusura bakmayın ama ne çorabı giyeceğime kendim karar veririm' diyebilseydim diyorum.. ama kırmaktan çekinen ben 'merak etmeyin botlarım yeterince kalın ve yünlü hiç üşümüyor ayaklarım' demekle yetiniyorum.. 'azıcık da kayıyorlar mı ne karda?' diye ekliyor..  sabrımın son demlerindeyim.. sadece susuyorum.. neyse ki yol ayrımına vardık da ben patlamadan ayrılmış olduk.. gerçi şimdi üzülüyorum, keşke biraz daha yürüyebilseydik arkalı önlü de, beni arkamdan döktürdüğü incilerle biraz daha aydınlatsaydı..

17 Aralık 2010 Cuma

garip zamanlar..

hani iki hafta boyunca yazmamistim ya, öyle bir aram acilmis ki tutulup kaliyorum klavyenin basinda.. genel birseyler yazmak kolay da, konusur gibi yazmakta zorlaniyorum nedense.. kac kaydi basladim sildim sayisini hatirlamiyorum.. yazmis olmak icin de yazamam elbette.. zorlama olmuyor bu isler haliyle.. neyse ki son iki kayitla isinma turlarini yapmis bulundum, artik yazabilirim :)

öyle cabuk geciyor ki zaman.. öyle cok yapilmasi gereken is var ki.. ve ben yine is siralamalarimda bile isteye öyle cok hata yapiyorum ki, beni görenler kitap okumanin zararli birsey olduguna inanabilirler..  ki böylesi gercekten zararli! 'isler bekleyedursun ben su kitabi da aradan cikarayim' diye diye 5 kitap bitirmisim, okumam gereken cok daha önemli literatürler olmasina ragmen.. hayir bir de okugum her kitabin artik ayri bir sorumluluk olmasi da cabasi.. -hakkinda yazmayi fazla mi ciddiye aliyorum ne?- neyse onlari yavas yavas hallederim de, artik derslerime ciddi anlamda daha fazla konsantre olmam lazim..

bilgisayar sorunumsa halen cözülmedi.. laptobum cok kötü oldugundan, ona verecegimiz her parayi fazladan masraf olarak görüyoruz.. yeni bilgisayar alacaktik zaten kendi evimize, bu yüzden bilgisayari simdiden alip benim de kullanmaya baslamam mantikli geldi.. ama umulmadik harcamalar cikinca, maddi sebeplerden dolayi onu da ertelememiz gerekti.. yani kaldim yine laptoba :( bugün artik kablo siparisi vericem, simdi baktim fiyatlara da neyse ki cok pahali degilmis :)

bunun disinda efendim, burda yine karlar örttü güzelce her yeri.. masalsi bir güzellik vardi yine sokaklarda.. bir de isciler sabah kaldirmasa :) kimse bir yere gitmese, hayat dursa.. dokunulmamis karlari pencerelerimizden seyretsek.. biraz daha kar yagsa, biz salep'imizi yudumlasak.. bir de sömine citirtisi olsa fonda, öylece düsüncelere dalsak.. tadindan yenmeyecek bir hayal benim icin.. gerceklesmesi güc, ama düsünmesi bile güzel..

bir yandan da hasretin tedirginligi var icimde.. sali günü iki haftaligina ailesinin yanina gidecek nisanlim.. gitmesine ne kadar tesvik ettiysem de kaldirmasi da bir o kadar güc benim icin..  düsündükce hüznüm boguyor beni sanki simdiden.. tek tesellim rahat evinde, huzurlu günler gecirecegini bilmek.. ve onun gitmesiyle tüm cocuklari uzaklarda olan kayinvalidemin hasretinin biraz olsun dinecek olmasi.. zor birsey dört cocuk annesi olmak ve hicbirini ihtiyacin oldugun anda görememek.. gercekten zor..

benden simdilik bu kadar.. simdi ders calisma zamani :) hayirli günler dilegiyle..

16 Aralık 2010 Perşembe

kalbin kilitleri..


Kilitler türlü türlüdür. Dünya sevgisi, dünyayi ahiretten üstün tutmak bir kilittir. Ölümü unutmak bir kilittir. Kur'an'i terk etmek bir kilittir.. Allah'i az zikretmek bir kilittir. Nefis muhasebesi hususunda zayif davranmak bir kilittir. Sadaka vermeyi terk etmek bir kilittir. Bildigiyle amel etmemek bir kilittir. Gaflet ehliyle cokca oturup kalkmak bir kilittir. Vakti yararsiz islerde harcamak bir kilittir. Farzlari eda etmemek bir kilittir. Baskalarina zulmetmek bir kilittir. Nafile ibedetlerini yerine getirmeyi aliskanlik haline getirmemis olmak bir kilittir. Bütün günahlar birer kilittirler. Kilitler türlü türlüdür. Sekil ve hacimleri farklidir. ama hapsi de ayni islevi görür.

'Kalbin Allah'in sözlerini düsünüp anlamasini engellemek..'

diyor Abdülhamid Bilali 'Davetcinin Egitmi ve Ahlaki' kitabinda..

ruhsuz namazlarimizin, 2 dakikada yerini dünya düsüncelerine birakan tefekkürlerimizin, hic üzerimize alinmadigimiz Kur'an okumalarimizin carpici bir aciklamasi degil midir bu?

merak ediyorum isittigimiz bir hakikat kac kilidi asarak kalbimize ulasabilir? ya da kacinci kilitte tökezleyip kalir yari yolda?

ve herseyden önemlisi kilit üstüne kilit vurdugumuz bu kalbi kurtarmak icin bir isik var mi acaba?

14 Aralık 2010 Salı

ses veriyorum..

ya da görüntü diyelim :) suskunlugu bozmak adina buralardan biraz noel, biraz kar havasi essin sayfamda.. en kisa zamanda daha uzun yazabilmek dilegiyle, sizi fotograflarla bas basa birakiyorum..

























muhabbet ile efendim..