İki dünya huzuru için eller havaya!
Bir koridorda yürüyorsun. Böyle geniş, uzun bir koridor. İki yanında bir sürü kapı var ama senin rota belli, dümdüz ilerleyeceksin. Amma ve lakin kapılar öyle bir süslü, öyle albenili ki bakıp geçemiyorsun. Birini deneyeyim deyip dalıyorsun içeri. Veee eğlence, şamata, gırgır. Düz bir koridorda yürümekten daha güzelmiş valla! Ama yürümen de şart, n'apacaksın? Her ikisini de yaparım diyorsun. Kapıları tek tek açar, bakar, dener, sonra yoluma devam ederim. Ama zaman geçiyor ve sen olman gereken noktanın çok gerisinde bitiriyorsun sana verilen süreyi. Ya evet, süre sınırı da varmış meğer!
Şimdi insansan o kapılardan bazılarını deneyeceksin yol boyunca. Merak sırf kedilere özgü bi özellik değil malum. O vakit, gözlerini kapayıp yoluna devam edenleri kutluyor, benim gibi kapıların cazibesine kolayca kapılanları ise bir durup düşünmeye davet ediyorum. Yada ben düşündüm, siz sadece dinleyip kafa sallayın:
Pek sevgili kader arkadaşlarım! Bazı kapıları denememiz lazım, yoksa "yürümüyorum be!" deyip olduğumuz yere çökmemiz an meselesi! (Ki biz buna isyan diyoruz liti-lütü'de.) Kapıyı yoklarsak açıyoruz, onu anladık! E tamamen ortadan da kaldıramıyoruz. O halde yaldızı bol, değeri düşük olanların; duvarı balyozla kırılmak suretiyle illegal yoldan açılmış olanların; ve de içinde faydalı bir tek tuğlası olmayanların çarşamba pazarından alınmış pazen perdelerle örtülmesini teklif ediyorum. Kabul edenler? Ben! Kabul edilmiştir.
sevgili derya'nin deryamisal isimli blog'undan alintidir..
gercekten cok ama cok begendim.. cok güzel bir benzetme ve özet olmus.. bir tek ekleme yapmak istiyorum sadece..
sükür ki bizler düz bir koridorda yürümüyoruz benzetmeden farkli olarak.. cünkü aslinda bizim yürüdügümüz yol, düz bir koridora kiyasla ne güzelliklerle, ne derinliklerle dolu görmek isteyene.. sıkıcı degil bizim yolumuz.. hatta bu yolun lezzetini duyana zamanla kapilarin ardindaki eglenceler bile daha az cazip görünmeye baslar.. cünkü yolun sonundaki güzelliklerin numuneleridir onlar yalnizca..
ah deryacim, tekrar söylüyorum gercekten cok begendim yazini.. bu aralar sık sık aklima gelen bir konuydu bu.. yazmak istesem senin kadar güzel yazamazdim.. o yüzden sayfama eklemek istedim.. insaallah sorun yoktur senin acindan (sana ulasmak icin elimde bir irtibat bilgin olmadigindan yayinlamadan soramadim)..
yaziyi sayfasinda okumak icin :
http://deryamisal.blogspot.com/2010/09/iki-dunya-huzuru-icin-eller-havaya.html
muhabbet ile efendim..
biz de böyle yazilarini kopyalar, kendi sayfamizda yorumlariz :))
YanıtlaSilsaka bir yana tercihine saygi duymaktan baska yapabilecegimiz birsey yok :)
ama a.y.'cim o söyledigin cok zor iste.. etrafimiza söyle bir bakalim kac insan öyle yasayabiliyor.. düsünüyorum da kendim dahil etrafimdaki hic kimse.. o yüzden bence zevklerimizi ciddi bir elemeden gecirmek bile gayet önemli bir adim.. yani ilk etapta ancak bunu yapabiliriz diye düsünüyorum.. en azindan kendi adima..
Ya bu günlerde çok sevindiriyor beni şu blog alemi. :))
YanıtlaSilTeşekkürler güzel sözlerin için. Sakıncası olmak ne demek, hindi gibi kabardım valla oturduğum koltukta. :D
Ve eklediğin kısma tamamen katılıyorum. O kapılardan gözümüzü bir alsak anlayacağız koridorun ne kadar da güzel bir yer olduğunu. Allah gafletten uzak etsin.
A.Y sana da katılıyorum. Keşke hiç açmasak. Bazıları "canım o kadar da değil!" diyor ya, aslında gayet de'o kadar' bence. Bir yola tam anlamıyla girmezsen ne lezzetini tam olarak alabilirsin, ne de o yolda uzun süre kalabilirsin. Rabbim günahlarımızı affetsin.
sevgili derya ve a.y., konunun üzerinden epey vakit gecti ama ben bu hafta cok yogun oldugumdan yazmak istedigim cevabi bir türlü yazamadim..
YanıtlaSilcevaplarinizdan anladigim kadariyla kapilari biraz farkli algiliyoruz.. benim icin hobi dedigimiz seyler de bu kapilara dahil.. mesela kitap okumak, fotograf cekmek, sporla ugrasmak, güzel sofralar kurmak.. hatta insanin ailesiyle gecirdigi vakit bile.. cünkü hepsi asiriya kactiginda bizi aslolan yoldan alikoyuyor..
ve kapilara hic ugramamak da Bediüzzaman'inki gibi bir hayat demek oluyor benim icin.. "dünya zevkleri nedir hic bilmem ben" sözünü beraberinde getiren.. cennette rahati talep edebilmek icin, bu dünyada rahat edecek sekilde bile oturmamaya calisan..
kapilara hic ugramamaya bu yüzden cok zor diyorum.. ve aslina bakilirsa hic ugranilmamasinin bizden istenmedigini de düsünüyorum.. iste bu yüzden derya'nin yazisinin son paragrafini cok önemsiyorum.. yasak ve faydasiz ugraslarimizi bir kenara birakip bizi gelistirecek ve yine aslolan yolumuza hizmet edebilecek ugraslar edinmemiz gerektigini düsünüyorum..
a.y.'cim mim icin de tesekkür ederim.. en kisa zamanda cevaplamaya calisacagim insaallah..
YanıtlaSilBenim anlatmak istdiğim şöyle bir şeydi:
YanıtlaSilAllah yolundan bir anlığına bile alıkoyan herşey boştur aslında. Ama yaşadığımız çağdan tam anlamıyla kopmak imkansız gibi bir şey. Zayıf insanlar olarak biz de dünyanın bir şeylerine kapılacağız. Bunu olabildiğince aza indirmek için değer sıralaması yapıp en değersizlerini atmanın iyi bir başlangıç olduğunu düşünüyorum.
Sosyal yaratıklarız, bir şeylerle ilgileneceğiz, ailemize vakit ayıracağız, çeşitli ortamlarda bulunacağız. Zaten bunların br kısmı İslam'ca teşvik edilmiş. Ama bunları yaparken Allah'ı unutmamalıyız. O nedenle de tamamıyla unutturanları olabildiğince azaltıp, ortamlarımızı 'yeniden' kurmalıyız. Benim yapmaya çalıştığım buydu. Ve belirli sınırlar koyunca, mesela netten film izlemeyi yada mp3 indirmeyi bırakınca, gözle görülür değişiklikler oldu. Yine izliyorum ve dinliyorum ama satın aldıklarımı. Böylece boş işleri azalırken, hayat kalitem de artmış oldu. Zamanla zararlıların hepsinden kurtulurum inşallah. Allah yardımcımız olsun.
"Ama bunları yaparken Allah'ı unutmamalıyız"
YanıtlaSilAllah razi olsun.. iste kilit nokta bu.. O'nu unutturmayacak ugraslar ve ölcü..
Rabbim sana kolayliklar versin, insaallah hepimiz de söyle bir format atip hayat kalitemizi yükseltebiliriz ;)
Aminn :)
YanıtlaSil